hold back

  1. alıkoymak, engel olmak.
    hold back salary: maaşını alıkoymak.
    Sickness held him back: Hastalık onu alıkoydu.
  2. (a) çekinmek, kendini tutmak, (b) gizlemek, saklamak.
    to hold back the truth. (c) söylememek,
    gizli tutmak, sır saklamak, açığa vurmamak, (d) (işe/faaliyete) karışmamak, katılmamak, (e) alıkoymak, zaptetmek.
engel, mania. Noun
gecikme, durma, ertelenme. Noun
(at) dizgin. Noun
(maaş/ücret) kesinti.
the holdback of a day's pay. Noun
...'i frenlemek Verb
birşeyi yapmakta duraksamak Verb
birşeyi yapmakta tereddüt etmek Verb
birşeyi yapmaktan çekinmek Verb
birşeyi yapmaktan geri durmak Verb
bilgi saklamak Verb
fiyatları sürdürmek Verb
fiyatları sürdürmek Verb
gözyaşlarını tutmak/zaptetmek.
hiçbir şeyi saklamamaya karar vermek Verb
belli etmemek Verb
saklamak Verb
gizlemek Verb
ekonomiyi frenlemek Verb